باب: الصلاة
إلى الراحلة
والبعير
والشجر والرحل.
98. Yük Devesine, Beş Yaşındaki Deveye, Ağaca Ve Deve Palanına
Karşı Namaz Kılmak
حدثنا
محمد بن أبي
بكر المقدمي:
حدثنا معتمر، عن
عبيد الله، عن
نافع، عن ابن
عمر، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم : أنه
كان يعرض
راحلته فيصلي
إليها، قلت:
أفرأيت إذا
هبت الركاب؟
قال: كان ياخذ
هذا الرجل فيعدله،
فيصلي إلى
آخرته، أو قال
مؤخره، وكان ابن
عمر رضي الله
عنه يفعله.
[-507-] Ibn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem devesinin tam karşısına geçip ona doğru namaz kılardı."
Ravi'lerden Ubeydullah şöyle demiştir. "Nâfi'e 'develer
huysuzlandığı zaman ne yapılır, ne dersin?' diye sordum. O da '(Allah Resulü bu
tür durumlarda), palanı alıp başka tarafa kor, sonra onu düzler ve onun son
kısmına doğru namaz kılardı. İbn Ömer de, böyle yapardı."
AÇIKLAMA: (Yük Devesine, Beş Yaşındaki Deveye, Ağaca Ve
Deve Semerine Karşı Namaz Kılmak): yük taşımada kullanılan deveye ... denir beş
yaşına girmiş deve demektir.
İmam Buhârî, ağacı da, yük gibi değerlendirdi. Belki de,
başlıkta ağaca yer vermek suretiyle, Hz. Ali'den nakledilen şu hadise işaret
etti: "Bedir savaşında kendimize şöyle bir göz attım. İstisnasız herkes
uyuyordu. Sadece Rasûlullah ayakta idi. O, bir ağaca doğru namaz kılıyordu.
Sabaha kadar da dua etti." Nesâî bu hadisi hasen senetle nakletmiştir.
(develer huysuzlandığı zaman): Develerin huysuzlanıp namaz
kılana saldırmasından endişe edildiğinde, ona doğru namaz kılmaktan vazgeçilir
ve devenin semerine doğru namaz kılınır. Yani namaz kılan, semeri sütre olarak
kullanır.
(son kısmına doğru): Bu ifadede İle, semerin sonunda bulunan ve
hayvana binen kimsenin yaslanmasına yarayan, tahtadan yapılmış parça
kasdedilmiştir. Kurtubî şöyle demiştir: "Bu hadis, sabit duran hayvanları
sütre olarak kullanmanın caiz olduğuna delil teşkil eder.
Bu hadis, deve yataklarında namaz kılmayı yasaklayan hadis ile
çelişmez. Çünkü deve yatakları, develerin su kenarında kaldıkları yerdir. Deve
yataklarında namaz kılmanın mekruh oluşu, ya buraların çok pis kokmasından, ya
da, namazı kılanın develerin arasına girip birini sütre olarak kullanmasından
ileri gelir.
Kurtubî dışındaki âlimler ise şunu söylemiştir: "Deve
yataklarında namaz kılmanın yasaklanmasının illeti, develerin şeytandan
yaratılmasıdır. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sefer sırasında deveye
doğru namaz kılması ise, zaruret halinde gerçekleşmiş bir durum olarak
değerlendirilir. Bu durum, Allah Resûlü'nün evlerin dar olması yüzünden yatakta
yatan kadına doğru namaz kılmasına benzer.
İmam Şafiî'nin Buvaytî tarafından nakledilen "Kadın ve
hayvandan sütre olmaz" görüşü bu izaha dayanır. Tabi ki, bu durum, kişinin
başka seçeneğinin bulunduğu anlarda söz konusudur.
Buvayti İmam Şafiî'nin talebesidir. Nitekim, Abdürrezzâk, İbn
Uyeyne, Abdullah İbn Dînâr kanalıyla İbn Ömer'in üzerinde semer bulunan deveye
doğru namaz kılmayı hoş karşılamadığını nakletmiştir. Bunun hikmeti şu
olabilir: Develer üzerlerinde semer olduğu zaman, üzerlerinde yük bulunmadığı
hallerden çok daha sakindirler.
Not: Fakihlere göre
sütrenin en küçüğü, deve semerinin son kısmı kadar olmalıdır. Ölçü olarak
bunun neye tekabül ettiği konusunda ise farklı görüşler vardır. Bazılarına göre
bu bir zira’, bazılarına göre ise üç zirâ'dir. Meşhur olan da budur. Ancak İbn
Ömer'in devesine vurduğu palanın/semerin son kısmı bir zira kadardı.